Sabahattin Ali was a Turkish novelist, short-story writer, and poet, celebrated for his poignant portrayals of ordinary lives and their struggles. His works delve into themes of injustice, societal divides, and the internal conflicts of his characters. Ali's writing is marked by its lyrical quality and a profound understanding of the human psyche. His literary significance lies in his ability to capture the essence of Turkish society and his unwavering voice of social critique.
"Der Teufel in uns" von Sabahattin Ali erzählt die Geschichte von Ömer, einem jungen Mann, der nach Liebe und Erfüllung sucht, während er mit Lügen und seiner Vergangenheit kämpft. Der Roman verbindet eine tiefgründige Analyse der menschlichen Psyche mit den sozialen und politischen Herausforderungen der 1930er Jahre in der Türkei.
"Madonna in a Fur Coat" is a poignant love story set in the 1920s between Turkey and Germany, exploring the complexities of love in its various forms. This classic of Turkish literature, first published in 1943, is now available in a refined translation, showcasing Sabahattin Ali's elegant prose and vivid characters, resonating with modern readers.
"Madonna im Pelzmantel" erzählt eine bewegende Liebesgeschichte aus den 1920er-Jahren zwischen der Türkei und Deutschland. Die neue Übersetzung von Sabahattin Alis Klassiker bietet eine elegante Prosa und nuancierte Charaktere. Die Geschichte bleibt aktuell und erinnert an die komplexe, aber lohnende Natur der Liebe.
Die Erzählungen in "Stimme" laden die Leser ein, tief in die Psyche des Protagonisten einzutauchen. Sabahattin Ali thematisiert eindringlich Liebe, Leidenschaft, Unterdrückung und den Kampf um Selbstbestimmung. Mit einer eleganten und gefühlvollen Sprache gelingt es ihm, die menschliche Seele eindrucksvoll zu beleuchten und regt zum Nachdenken an.
"Madonna in a Fur Coat," first published in 1943, explores the beauty and pain of love in all its forms. The new translation enhances accessibility, showcasing Sabahattin Ali's elegant prose and nuanced characters. Set in the 1920s between Turkey and Germany, it remains a classic of Turkish literature that resonates today.
Literaturklassiker in neuer Übersetzung - 2024 - Großdruck
"Madonna im Pelzmantel" erzählt die bewegende Geschichte von Raif Efendi, der in Berlin in eine Künstlerin verliebt ist. Der Roman thematisiert Liebe, Identität und kulturelle Konflikte und reflektiert Raifs introspektive Reise sowie die transformative Wirkung seiner Beziehung zu Maria Puder. Ein emotional tiefgehendes Werk der Weltliteratur.
Dağlar ve Rüzgâr’ın bu özel baskısında Sabahattin Ali’nin şiirlerinin farklı arşivlerde bulunan el yazmalarıyla, kitap olarak yayımlanan biçimleri karşılaştırılarak farklılıklar gösterildi. Şiirlerin sonuna eklenen Notlar’da şiirlerin yazıldığı tarih, yer, yayımlandığı dergi, gönderildiği kişiler vb. bilgilerle birlikte Sabahattin Ali’nin mektuplarında şiirleri hakkında yazdıklarına da yer verildi. Sabahattin Ali’nin yaptığı değişikliklerin izini sürmek ve şiirlerini el yazısından okumak isteyenler için Dağlar ve Rüzgâr hoş bir sürpriz. Bütün gayretime rağmen kendimi lirik bir mecradan boşaltmak ihtiyacını duydum: İşte böylece şu son aylar içinde beş on manzume meydana geldi. Belki kıyamadığım için, bunları, eskilerden de birkaç tane ilave ederek neşrettim. Bunu yapmakla sahamın haricine çıkmadığım kanaatindeyim, çünkü bu şiirler de uzun bir hikâyenin parçalarıdır, uzun ve ebedi bir hikâyenin... -Dağ Şiirleri, 1932
Sabahattin Ali Kuyucaklı Yusuf ’ta bir Anadolu kasabasını, bütün insani ve sosyal gerçekliğiyle verir: Soylu insanlarıyla, bayağı insanlarıyla; sevgilerle, nefretlerle; umutla umutsuzlukla… (…) Okuduğum Türk romanları içinde ayrıntıların en mükemmel, en ustaca kullanıldığı romanlardan biri. O pek önemsizmiş gibi görünen küçük küçük ayrıntılar romana tam bir somutluk kazandırıyor; romandaki dünya, çerçevesini kırıp dışarıya fırlıyor, sizin dünyanıza karışıyor.* –Fethi Naci Nazilli’de başlayan ve Edremit’e taşınan bu hüzünlü roman, bir *tabiat insanı* olarak Yusuf’un kasaba eşrafı ve halk arasında giderek sertleşen güç gösterileri içinde temiz kalma, aşkını koruma, aslında var olma savaşını anlatıyor.
The bestselling Turkish classic of love and longing in a changing world, available in English for the first time. 'It is, perhaps, easier to dismiss a man whose face gives no indication of an inner life. And what a pity that is: a dash of curiosity is all it takes to stumble upon treasures we never expected.' A shy young man leaves his home in rural Turkey to learn a trade in 1920s Berlin. The city's crowded streets, thriving arts scene, passionate politics and seedy cabarets provide the backdrop for a chance meeting with a woman, which will haunt him for the rest of his life. Emotionally powerful, intensely atmospheric and touchingly profound, Madonna in a Fur Coat is an unforgettable novel about new beginnings and the unfathomable nature of the human soul. 'Passionate but clear . . . Ali's success [is in ] his ability to describe the emergence of a feeling, seemingly straightforward from the outside but swinging back and forth between opposite extremes at its core, revealing the tensions that accompanies such rise and fall.' Atilla Özkirimli, writer and literary historian
"İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizdeki şeytan yok... İçimizdeki aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var..." Bu romanında, toplumsal gündemin kişilikler üzerindeki baskısını ve güçsüz insanın "kapana kısılmışlığını" gösteriyor Sabahattin Ali. Aydın geçinenlerin karanlığına, "insanın içindeki şeytan"a keskin bir bakış.